6 Ekim 2007 Cumartesi

Uyuyan Güzel


Masalda yüz yıl uyumuştu ya Prenses, düşünsenize o uykudan uyanma anını. Prens gelip öptüğünde, Prenses ne gerinmiştir "uaahhh" diye, ne kütürdemiştir sırtları. Of nasıl bir rahatlamadır öyle. Gözlerinin şişliğini almaya salatalık yetmemiştir gerçi, kilolarca kabak doğramış olmalılar ehehe. Iyy yatak da batmıştır, kolay değil o kadar zaman tuvalete kalkmadan uyumak. Prens nasıl öptü acaba bok içindeki kızı, öög...
Neyse, fazla karıştırmayalım, Allah mesut bahtiyar etsin, biz de kerevetlerine çıkalım...

5 Ekim 2007 Cuma

Polonyalı Mendil

Kelime esprisi gibi geliyor değil mi? Oysa bundan yıllar önce başlamıştı, Varşova'nın rutubetli, köhne arka sokaklarında yaşam mücadelesi veren mendilin öyküsü. Atıldı, yırtıldı, sümkürüldü, hönkürüldü ama yılmadı. En sonunda bir klozette sifon altında kalmaktan son anda kurtuldu ve üstünü başımı temizlemek için dolaptan aldığı bir şişe kolonyayı boca etti üzerine. Aman Tanrım ne güzel olmuştu öyle! Kendini o kadar beğenmişti ki, bu koku, bu serinlik, harika birşey olup çıkmıştı mendil. Beyninde icat ampulleri yanıp söndü ve hemen planını uygulamaya koyuldu. Varını yoğunu kolonyaya yatırdı ve adını "Kolonyalı Mendil" olarak değiştirip İstanbul/Türkiye'ye yerleşti...
Evet sevgili okurlar, işte zamanımızın bütün büfelerinde, marketlerinde, eczanelerinde satılan, bilfiil kebap sonrası koku gidermesinden bebek altı temizlemeye, ter silmekten ekşın sonrası temizliğine kadar hayatımızın bütün alanlarına kadar giren kolonyalı mendil işte aslında bu şerefsiz "Polonyalı Mendil"dir.

Uyuma?

Gidiyorum uyumaya, uyuma uyuma işten gel yine uyuma, yeter ulan yeteeeer! Sırf uyumam gerektiği zamanlarda uyumayı hatırlamak için bu notu buraya alıyorum ve kendime bininci kez söz veriyorum, uyuyacağım!





Yok, böyle birşey olacağım o var yani. Hadi bu kadar karizmatik olsak neyse, hem uykusuz hem salak oluruz ehehe...

1 Ekim 2007 Pazartesi

Tuana


Sanki dün gibiydi hayalini kurduğum, şimdi kocaman kaplıyor evimi...